Skip to main content
OTOBİYOGRAFİM

XBYILDIRIM KİMDİR?

Bu sayfa içerisinde yazan tüm yazılar, benim otobiyografim olarak ele alınabilir. Sadece kendimden bahsediyorum. İsteyenler tabii ki video da izleyebilir 🙂

PAZARLAMACI | E-TİCARET YÖNETİCSİ VE BİRAZDA YAZILIMCI

Selam, ben BARAN! İstanbul ‘dan başlayan yaşam serüvenimi anlatacağım bir otobiyografim var! Okumak sıkıcı olabilir, tarzım biraz farklıdır. Çok detaya girer, olayları olgusundan bambaşka bir boyuta taşımayı severim. Tıpkı bir siyasetçiye sorulan sorunun dönüp dolaşıp kendi çıkarlarında noktalamasıyla biten röportaj gibi. Bilmem, belki bu benim benliğimdir.

İstanbul Bahçelievler Şehit Osman Yıldız Ticaret ve Meslek lisesinde, Bilgisayar programcılığı okudum. Bilgisayara ve teknolojiye olan tutkum hiç olmayan olanaklardan kaynaklanıyor. Hep komşunun bilgisayarlarında oyun oynamak için gidip, oralarda hep “komşu çocuğu” olarak tanınarak başladı benim serüvenim. Hiç unutmuyorum GTA Vice City oyunu için komşuma gitmiştim, o zaman başlamıştı benim sorgulama yetim. Klavyeden bastığınz herhangi bir tuş, x olayını tetikliyordu. Bu sorgulamanın sonucudur burada olmam. Daha sonrasında web sitesinin nasıl çalıştığını merak ettim, nasıl oluyorda aradığınız her şey bir anda karşınıza geliyor ? Bu konuda kaynaklar aşırı kısıtlıydı ve hep ingilizceydi, e tabii Türkiye ‘de 12 yıl İngilizce eğitimi verilir ancak öğrenci yine de öğrenemez. O derece harika bir sistemde eğitim aldığım için doğal olarak orta okul dönemimde ingilizcem yoktu. Ancak translate ile ve en önemlisi İngilizce – Türkçe sözlük ile çevirerek okuyordum makaleleri. Orta okul dönemimde hep komşunun bilgisayarında HTML ile web siteleri yapardım. Localde çalışan, sadece tablolardan ibaret, içerisinde resim ve yazı olan web siteleri. Tabii araştırmam ilerledikçe CSS ‘i de keşfettim. İşte bu şekilde başladı benim yazılım serüvenim.

Daha sonrasında lise eğitimim başladı. Lise ‘de daha kolay bilgisayar erişimim oldu, çünkü ev halkına artık bilgisayarın bir “ihtiyaç” olduğunu kanıtlamıştım. Oysa benim hayallerim ve geleceğimdi. Her geçen gün öğrenme yetimi geliştirdim ve çok daha fazlasını öğrenmek için emek harcadım. Birçok yabancı kaynağı tükettim. Kendimi bu alanda hep geliştirmeye başladım. Bu konuda eğitim videoları çeken çok değerli insanlardan da destek aldım. Hiçbirinin haberi yoktur elbet, ancak ben şu isimlerin videolarını izleyerek çok şey öğrendim; Murat Yücedağ, Şadi Evren Şeker ve Emrah Yüksel… Bu eğitmenler isimlerini hatıladıklarımdı. Birde bu isimlerin dışında birçok isim var, hatırlamıyorum.

Meslek lisesinde okuduğum için zorunlu staj yapmam gerekiyordu. Bölümde ismimi kanıtladığım için hocaların özel ilgisi noktasındaydım.  T.Ö. İsimli hocam, (belki tam ismini yayınlamam doğru olmaz diye yazmıyorum, ancak çok değer verdiğim bir hocamdır.) beni W3 DIGITAL ‘de stajyer olarak başlamama olanak sağladı. Onun sayesinde dünya standartlarında kod yazan bir firmada staj yaptım. Çalışma performansımı beğendiler ve benim kadrolu eleman olarak devam etmemi istediler, büyük bir sevinçle kabul ettim. Gelişimim devam ediyor…

Ancak bir noktadan sonra her şey düze oturdu ve gelişimim durmuştu. Q&A Olarak başlamıştım ve çok uzun süre bu alanda devam ettim. Yeri geldi Stajyer yöneticiliği yaptım. Ancak bu süreç boyunca hep gelişimim durmuştu. Durumun farkında olduğum için sürekli “beni de developer tarafına alın” şeklinde tekliflerim oldu. Ancak karşılık bulamadı. Tam da bu zamanlarda Covid-19 patladı. Ve her yazılım firması gibi bizde evlere dağıldık. Bu süreç başlangıçta çok iyiydi, ancak sonrasında yine sıkıntılı devam etti. Fakat artık şirketin çalışmalarını yürüttüğü ajans, mevcuttaki sistemin dışında, Drupal CMS ‘i ile yönetilebilir web siteleri istemeye başladığı için elimizdeki tüm web sitelerini yavaş yavaş Drupal ‘e geçirmeye başlamamız gerekti. Bu sürecin başlangıcı çok güzeldi. İlk önce 1 kişiyi aldılar, sonrasında sırada ben vardım ve Drupal CMS ‘ine geçiş sürecinde Site Builder olarak çalışmaya başlamıştım. Site builder olarak başladım, ancak bir müddet sonra işlere yetişemediğimiz için ekip büyümeye gitti ve yeni elemanlar alındı. Bu zamanlar benim için çok iyiydi. Yıllarca hep ertelediğim üniversite hayatımının başlangıcına denk gelmişti. Liseden çıkar çıkmaz direk üniversiteye başlamadım. Kendimi önce işimde geliştirip, daha sonrasınde bir üniversite hayatına girmek gibi bir hedefim vardı. Bu yüzden herhangi bir başlangıç yapmamıştım. Deneyimli ve teknik açıdan bilgili, tecrübeli bir şekilde başlamak istiyordum ki öyle de oldu.

Drupal CMS ‘ine geçişimiz başladığında takıma yeni katılanların eğitimlerini vermeye başladım. Sonrasında takım kaptanlığına başladım. Tüm işler yoluna girmiş, takım işi öğrenmişti. Ve son 1 defa daha “beni yazılım takımına alın” diye talepte bulundum. Ancak bu son talebimdi, red alırsam veya farklı bir cevapla karşılaşırsam işi o dakika bırakacaktım. Ve onay geldi. : ) Fron End developer olarak kariyerime devam etitm. Yaklaşık 1.5 yıl boyunca Front end developer olarak çalışmaya başladım. Şirket bu esnada küçülmeye gitti, baya bir kişi işten çıkartıldı.

2024 Şubat ayına girmemize son 4 gün kala bende bu kervana atıldım : ) Tam istediğim departmana girmişken, şirketin küçülmeye gitmesinden dolayı bende işten çıkartıldım. Ancak bu tüm bu serüven kapsamında birçok işte çalıştım. Gelin hikayemin diğer kısmına geçelim.

XBYILDIRIM

XBYILDIRIM

XBYILDIRIM

XBYILDIRIM

XBYILDIRIM

FREELANCER DEVELOPER

FREELANCER DEVELOPER

FREELANCER DEVELOPER

FREELANCER DEVELOPER

FREELANCER DEVELOPER

BOŞ DURMAK BANA GÖRE DEĞİL!

W3 DIGITAL ‘de çalıştığım süre boyunca hep ek işler yaptım. Yine Freelancer olarak birçok platformdan işler kovaladım. Çevremin önerisi üzerine başladığım bir çok projem mevcut. Bu sayede tanınırlığım arttı ve potansiyel müşterilerimin beni bulması çok daha kolaylaştı. Yazılım geliştirmek benim için tam anlamıyla bir tutkudur. Tıpkı sevgilinin dudaklarında dans edercesine öpmek gibi, ya da yorgunluğun tavan yaptığı esnada deniz kıyısında yürümenin vermiş olduğu huzur gibi. Ya da tutkudur işte…

Ancak çok fazla bekledim. Bu benim için en büyük hata oldu. En büyük pişmanlığımsa ticarete atılmak için bu kadar gecikmiş olmam. Beyoğlunda, Galata kulesinin dibinde bir ofiste yıllarca çalıştım. Yıllarca gittim, geldim. Ancak o zaman ticarete başlamış olsaydım, şimdi bambaşka bir konumda olabilirdim. Ekonominin bozulması için temellerin atıldığı o yıllarda (şey aaa sanırım eee burda hiçbir şey olmasada yani bir şeyler olmuş eee ….) ticarete başlamalıydım. Oysa yazılım tutkumdan ziyade daha çok ticaret tutkum varmış. Yazılım benim için bir kadının dudaklarında dans etmekse, ticaret de o kadınla yatakda konuşulan memleket meselesi gibi…

Bence otobiyografi daha keyifli olmaya başladı. Artık sosyal fobim yok. İnsanların karşısına çıkma, toplum içinde konuşma veya Youtube ‘da kendi yüzümü göstererek içerik üretme fobim yok. İşte Üniversitenin en güzel yanı bu olsa gerek. Okuduğum İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde kendim çok geliştirdim. Profesörden ders almak çok başka bir hismiş. Üniversiteyi hep gereksiz görürdüm. Aslında halen öyle, çünkü üniversitelerin içi boşaltılmış, tam hayallerimdeki oratmı bulamadım. Çok kolay geçti benim için hiç zorlanmadım. Hiçbir dersten çıkınca beynim yanmadı mesela. Gerçi bölümüm de boş bir bölümdü (ee şey biraz boş) belki ondan dolayıdır bilemiyorum. Ama olsun Bilgi Üniversitesi lafı geçince insanlar bi düşünüyor, (hmm birşeyler biliyordur..) oysa ben sadece üniversiteden mezun bir genç olsaydım, hiçbir şey öürenmemiş olurdum. Çünkü içi boş… Acaba neden boş… Siyasi mi ?… En sevdiğim kitle cahil kitle… Eee şey, şey.. koyunları mı seviyorsunuz ? E cahil = koyun.. Neyse…

Evet dostlar, beyefendiler, hanımefendiler, arkadaşlar ve yoldaşlar, benim otobiyografim baya derin ve saçma gelmiş olabilir. Ancak bir önemi yok. İçimden geldiği gibi yazdım. Böylesine bir yokluktan gelip, birçok mal varlığına sahip oldum. Evet her ne kadar da benim gelişimimi gerçek anlamda engelleyen bir yerde çalışmış olsamda (ki benim gelişimimi engellediğini de inanın daha yeni yeni fark ediyorum.) ben bu iş yeri sayesinde çok geliştim. Kendime birçok mal varlığı alabildim, iyi yatırım ve birikim yapabildim. Sabit maaşla çalışmakta bana göre değilmiş, bunu gördüm. Çünkü bir insanın potansiyeli varsa ne kadar baskılarsanız baskılayın bir yerde patlıyormuş. Bende patlama dönemimdeyim. Eğer hislerimde yanılmıyorsam öyleyim. Sabit bir maaşla çalışmak beni çok köreltmiş. Artık kendi hayallerimin peşinde, hedeflerimi gerçekleştirmek için uğraşıyorum. Kim bilir belki bu kadar yokluk çekmiş olmasydım, kendimi bu kadar geliştirmiş olamazdım. Bilemiyorum…

BUGÜNE KADAR ÇALIŞTIĞIM MARKA REFERANSLARIM

Aşağıda logolarını eklediğim markaların tümüyle çalışma gerçekleştirdim. Her birinin detayı için görsellere tıklayın.